26 Mart 2015 Perşembe

Orkidenin ilk gunleri

İlk günler geçiyor. Güzelim çiçeklerine bakarken  “Ne yapmalı” diye geçiriyorsunuz içinizden.  Edilmiş tavsiyler, yazılmış öneriler hala birşey ifade etmiyor.  Masanın camına patır patır dökülen çiçeklerine engel olamıyorsunuz. Kuruyan çiçekler size birşey anlatmaya calışıyorlar. “Ah bir dili olsa da konuşsa” diyorsunuz. Merak etmeyin. Hiçbir şey için geç degil.  Çok basit değişiklikler ile çiçeğinizi kurtarabilirsiniz.

Mor çiçekli orkidem eve geldiğinde ilk işim ona güzel bir yer bulmak oldu. Haziran ayının sıcak günleriydi. Oturma odamızın tam batıya bakan üç pencereli cumba evin dekorasyonu icin muhtesem bir yerdi. Zamanla fark ettim ki orkide cumbaya bayılmıştı. Sebeplerini şöyle sıralayabilirim; cumbanın önündeki ağacın güneş ışığını yumuşatması, pencerelerden gelen hoş esintiyi sevmesi, klima ve ısıtıcılardan (kalorifer, üstten veya altan ısıtma) uzak olması. Bunlar ufak gibi gözüken ama Phalaenopsis orkidelerine zarar veren önemli detaylar.

Yerini sevmesi cok onemli
Yer bakarken önceliğiniz çiçeğinizin direk ışık almaması olsun. Gün boyunca yaprakları ve kökleri  icin kavurucu olabilecek sıcak ve ışıktan koruyun. Ben Mart ayından Eylül ayına kadar cumbamın direk güneş alan camlarını ince beyaz kağıt ile örtüyorum. Aslında bu işi perdeler de gayet iyi yapar da benim perdelerim kısa. Önemli olan, direk ışığı keserken aydınlığı hala sağlamak.
Orkidenizin ilk yerini beğenmemesi gayet normal. Evde çiçeğinizin mutlu olduğunu görene kadar farklı yerler denemekten vazgeçmeyin. Merak etmeyin, sonunda muhakkak sevecegi bir yer bulacaksiniz.

Yer secerken gorunmeyen tuzaklara dikkat!
Her zaman söylenen orkideler 13C ve 18C sıcaklarları arasında bulunmaktan memnunlar. Her yere bir termometre koyup görmeniz lazım neresi ne kadar sıcak ya da soğuk. Bu uzun işi şöyle kısaltayım. Kalorifer ve klima gibi görünmeyen tuzaklardan uzak tutmaniz yeterli olabilir. Evinizdeki pencerelerin önünde kalorifer ya da ısıtıcı olduğunu farkettiyseniz odanın daha içerisine yerleştirebilirsiniz. Odanın düzenli olarak aydınlık olduğuna dikkat edin .

Sulamadan sulama
Benim en tembel ya da unutkan olduğum konuya geldi sıra; sulama. Bir önceki post’umda orkidelerin nemden beslendiğini, göl ve nehir kenarlarındaki ağaçlara sarılmış yaşadıklarından bahsetmistim. Bu enteresan yaşam biçimi aklıma bir fikir getirmişti. İşin komik yanı; yeni sandığım kendi fikrimin profesyonel ortamlarda kullanılan basit bir yöntem oldugunu öğrendim.

Sırrım gayet basit. Köklerini su içinde yüzdürmeden orkidenin etrafiında, saksısında her zaman su bulundurarak nem saglamak. Ev ortamında basit bir yöntemle nemi sürekli şöyle sağlayabilirsiniz.

Orkidenizi satın alırken içiçe geçmiş iki farkli saksı ile gelmesi size kolaylık saglayacak. Bark ve kökleriyle bulunduğu altında kocaman delikleriyle plastik saksı olur. Eğer saksı saydam ise şanslısınız demektir. Çünkü içinde olaşan nemi gözlerinizle görebileceksiniz. Diğer saksı ise daha dekoratif olup plastik saksıyı içinde taşır. Orkidenin bulunduğu plastik saksıyı çıkartıp dekoratif saksının dibini taş ile örtün. Sonra taşlar suyun içinde kalana kadar su ekleyin ve plastik saksıyı uzerine koyun. Böylelikle taşlar sayesinde hem köklerinin suyun içinde olmasını engellemiş oluyorsunuz hem de sevdiği nemi sağlamış oluyorsunuz. İkinci saksınız yok ise geniş yüzeyli tabak işinizi görür. Her iki yöntemde de sürekli su olduğuna dikkat etmeniz çok önemli. İsterseniz haftada bir 30 dakika suda bekletme yöntemine devam edebilirsiniz.
Arkadasim yurtdisina cikinca orkidesi misafirim oldu. 

Taslarla orkidenin saksini yukseltiyor.

Koklerin bayildigi nem saydam saksilarda daha rahat gorunuyor.


Eğer bu yöntem size karışık geliyorsa sadece bir kahve fincan suyunu 3-4 günde bir saksıya boşaltarak orkideye sevdiği nemi sağlayabilirsiniz.
Sulama ile önemli başka bir söz daha.  Sürekli bahsedilen buz ile sulama yöntemi  aslında orkidelerin hiç hoşlanmadığını deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim. Buz, köklerde soğuğu güneşin yakıcı sıcağı ile aynı yanma izini bırakıyor. Bu zararlı temas kökler için öldürücü olabiliyor. Dolasıyla buzlu sulama yöntemini tavsiye etmiyorum.

Yaratici mekan cozumleri
Mekan ve sulama ile ilginç bir bilgi daha; ışığı kaliteli bir banyo, mutfak gibi sürekli suyun aktif olarak kulanıldığı ortamlarda orkideler için ideal nem doğal olarak bulunuyor. Orkideleriniz icin alternatif bir yer olabilir. Size iki tanık olduğum verimli mekanlardan bahsedeyim.

Bir sene önce komşuma iyileştirdiğim bir orkideyi hediye etmiştim. Komşum orkidelerin doğal ortamlarından yola çıkarak banyo camına koymaya vermiş.  Şu an heyecanla tomurcuklarının açmasını bekliyor. Başka bir arkadaşım ise mutfak penceresini uygun bulmuş. Yemek pişirirken çiçeğini izlemekten de cok hoşlandığını söylemişti. Kayinvalidem çamaşırlarını astığı kapalı balkonunda orkidelerinin çok mutlu oldugunu söylüyor. Klima ve kalorifer yok. Çamaşırlardan sürekli nemli ve aydınlık bir balkon. Daha ne olsun!
Lütfen siz de kendi yaratıcı fikirlerinizi bizimle paylaşın.
Ben bu yaziyi yazarken komsum bana acan orkidesinim resmini gonderdi. 


Umarım tüm deneyler ve deneyimler size yardımcı olur.
Kolay gelsin.

13 Mart 2015 Cuma

Evimize hosgeldin orkide!


Ilk orkidemin ikinci senesi.
Uzun uzun birbirinden guzel orkidelerin karsisinda dikilip en guzelini secmekle ugrastiniz. Binbir guclukle kirmadan, cicegini dusurmeden eve getirdiniz. Ya da seveniniz tum bu isi gerceklestirmis ve elinde muhtesem cicekleriyle bir orkide size gulumsuyor. Akliniza "ay nasil bakacagimi bilmiyorum ki" ya da "onceki gibi olmaz umarim" geliyorsa bu yazi sizin icin.

Oglum 6 aylikken ilk orkidem benim icin tum secme ve tasimacilik isini yapmis guzel bir insan tarafindan hediye olarak geldi. Hatirliyorum, o guzelim mor cicekleri seyrederken "ben cicekli bitki hic yasatamadim ki" demistim huzunle. Misafirlerimiz aksam olup evlerine dondukten sonra ben ve orkidem basbasa kaldik. Orkidenin dalina ilistirilmis kucuk kagit parcasini inceledim uzun uzun. Kagitta iki yil sonra anca telafuz edebildigim ‘Phalaenopsis’ ismi ve bir iki cumleyle bakim tavsiyesi yaziyordu. Cok birsey ifade etmedigi icin Google'a sordum. Cok farkli bakim tavsiyeleri yaziliydi. Yeterli Turkce kaynak bulamadigim icin Ingilizcemi zorlayip yabanci kaynaklara yoneldim. Kimisi koklerine buz koy kimisi de bir saat kadar suda beklet, diyordu. Ortak yazdiklari en onemli tavsiye ise asla ve asla saksinin dibinde su birakmamakti. Isin zor yani soguk şok terapisini ya da bir saatlik bogma seansini haftada iki defa yapmak gerekiyordu ki benim yogun ve unutkan zihnime gore uygun bir rutin degildi. Cunku ben ne yazik ki cicekli bitkilerin su ihtiyaclarini kuru yapraklarini gorene kadar fark edemiyorum. Bana cok daha kolay bir sey lazim.

Biraz dusununce aklima sanki vahsi bir hayvani dogasina geri kavusturmusum gibi orkideye kendi dogal ortamini saglama fikri geldi. Hem o cakma dogal ortaminda kendi kendine yasayabilecekti hem de ben orkide bakabilmeyi basarabilmis uyanik bir kadin olacaktim. Denemeye deger bir hayaldi.  

Birkac amatorce kaydedilmis kisa videolar sayesinde bu ciceklerin dogalari konusunda birkac izlenim edinebildim. Mesela; orkideler topraga tunemek yerine agacin govdelerine siki sikiya sarilip bizim goz hizamizda olurlarmis meger. Yagisi bol olan rutubetli ortamlarda ozellikle nehir veya gol kenarindaki agaclarin govdelerine tutunurlarmis. Phalaenopsis orkideleri, kokleri sayesinde havadaki ve agacin kabugundaki nemden beslenirlermis. Yapraklar ve cicekler agaclarin yapraklarindan suzulen yumusak isikla guzellik banyolarini yaparlarmis. Yapraklar uygun isigi yakaladiginda ise ona sabitlenecek sekilde kendini sekillendiriyormus.


Boylesine nem ve suzulmus isik sevdalisi orkideme o gun bir fikir gelistirdim, ertesi gun uyguladim. Ilk uygulamam basarili oldu. Su an orkidem ikinci senesini dolduruyor. Bir suru cicegi ve tomurcuklari ile mutlugunun gosterisini yaparken yaprak vermeye devam ediyor. Ilk yontemimin cicegime yaramasi beni daha da heveslendirdi. Arkadaslarimin hasta, eksik bakimdan kuruyan orkideleri evimde agirladim. Bu orkidelere hem iyilestirmek hem de saglikli buyumesini saglamak icin dogal ortamlarini andiracak farkli yontemler uyguladim. Bazilari basarili sonuclar verdi, bazilari ise gozden kacirdigim detaylardan dolayi nemsiz kalip kurumalarina sebep oldu. Ama ASLA fazla sulamadan dolayi bir orkidenin bogulmasina sebep olmadim.

Iki yil icersinde basarili birkac projeden sonra orkide sevgim daha da buyudu. Zamanla orkidelerin dillerinden daha iyi anlamaya basladim. Artik mutluluklarini, dertlerini, hastaliklarini cok gecikmeden gorebiliyorum. Bu guvenle orkide koleksiyonuma farkli cinslerini ekledim. Sizlere onlardan da bahsedecegim. Simdilik, bir sonraki yazima ilk goz agrim Phalaepnosis orkidemi konuk edecegim. Umarim orkideler hakkindaki dedikodularim orkideleriniz icin faydali olur. Bir daha ki yazimda gorusmek uzere.